O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor.
- That young man deserves a raise in his wages.
Ben bütün maaşımı bir günde harcadım.
- I spent all my wages in one day.
Tom'un patronu ona bir haftalık ücreti avans verdi.
- Tom's boss advanced him a week's wages.
Patron bir haftalık ücretimi yükseltti.
- The boss advanced me a week's wages.
Günahın bedeli ölümdür.
- The wages of sin are death.
Günahın bedeli ölümdür.
- The wages of sin is death.
Polisler daha yüksek ücretler talep ettiler.
- The policemen demanded higher wages.
Sendikanın liderleri, daha yüksek ücret için ortalığı karıştırıyorlardı.
- The leaders of the Union agitated for higher wages.