dolayı

listen to the pronunciation of dolayı
التركية - الإنجليزية
because

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

I could not go to the party because of illness. - Hastalıktan dolayı partiye gidemedim.

due to

A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday. - Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.

Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon. - Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.

out of

Tom was unable to talk Mary out of marrying John. - Tom John'un evliliğinden dolayı Mary ile konuşamadı.

We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well. - Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.

for

Claude, an autotropic boy in my class whose skin is green due to chlorophyll, dreams of foresting the moon. - Claude; sınıfımda klorofil dolayısıyla yeşil tenli olan ototrofik bir çocuk, ayın ormanlaşmasını hayal ediyor.

Because I live near the school, I come home for lunch. - Okula yakın yaşadığımdan dolayı,öğle yemeği için eve geliyorum.

by virtue of

She became rich by virtue of hard work and good business sense. - O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.

owing to

She was absent from school owing to sickness. - O, hastalığından dolayı okulda yoktu.

because of, on account of, due to
inasmuch as
because of, on account of, due to, owing to
because of

My Twitter account is suspended because of spamming. - Twitter hesabım spamden dolayı askıya alındı.

Japan's foreign aid is decreasing in part because of an economic slowdown at home. - Japonya'nın dış yardımları yurttaki ekonomik yavaşlamadan dolayı kısmen azalıyor.

seeing

I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather. - Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.

surroundings
on account of

A couple of flights were delayed on account of the earthquake. - Depremden dolayı birkaç uçuş ertelendi.

I was late for school on account of an accident. - Ben bir kazadan dolayı okula geç kaldım.

from

He was absent from school on account of illness. - O, hastalığından dolayı okulda yoktu.

We all shuddered from the great shock. - Hepimiz büyük şoktan dolayı ürperdik.

whereat
since

Since Mac wants to buy a new Mustang, he is saving money. - Mac bir yabani at almak istediğinden dolayı para biriktiriyor.

Since he was tired, he went to bed. - Yorgun olduğundan dolayı, yatmaya gitti.

virtue

She became rich by virtue of hard work and good business sense. - O sıkı çalışma ve iyi iş duygusundan dolayı zengin oldu.

due

A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday. - Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.

Classes have been suspended due to floods. - Selden dolayı dersler ertelendi.

bu sebepten dolayı
for this reason
dolayı olmak
follow
bundan dolayı
therefore
bundan dolayı
hence
bundan dolayı
on account of this
bundan dolayı
hereby
den dolayı
out of
bundan dolayı
for this reason, therefore, hence, accordingly
elde olmayan nedenlerden dolayı
Due to reasons beyond control
yaralamaktan dolayı alınan az diyet
due to injury received less dietary
şundan dolayı
Because Sundae
bundan dolayı/ötürü
for this reason, because of this, therefore
ihmalden dolayı kaybedilen şey
forfeit
içkiden dolayı titremeli sayıklama
jim jams
ondan dolayı
thence
saat farkından dolayı rahatsızlık
jet lag
saat farkından dolayı rahatsızlık
jet syndrome
saat farkından dolayı rahatsızlık
jet fatigue
sebepten dolayı
on the score of
yaşlanmadan dolayı miyoplaşmış
presbyopic
yokluğundan dolayı
from want of
yokluğundan dolayı
for want of

I can't do it for want of money. - Para yokluğundan dolayı onu yapamam.

التركية - التركية
Dolay, çevre
Ötürü, yüzünden, sebebiyle
Pehlivanlar güreşecek. Şehirden, dolayı köylerden çağrılanlar geliyorlar."- M. Ş. Esendal
Ötürü, yüzünden, sebebiyle: "Daha dün bu sözümden dolayı okşuyorlardı."- R. H. Karay. Çevrede, etrafta bulunan: "Atlar koşacak
(Osmanlı Dönemi) MÜTERETTİB
dolayı dolayı
Dolaşarak, dönerek