The patient's lung tissue was damaged from years of working in a coal mine.
- Bir kömür madeninde yıllarca çalışmaktan hastanın akciğer dokusu hasar gördü.
This tissue has been irreversibly damaged.
- Bu doku geri dönüşümsüz hasar gördü.
Basket weaving is a dying art.
- Sepet dokuma ölen bir sanattır.
She learned the craft of basket weaving from her grandmother.
- O büyükannesinden sepet dokuma zanaatını öğrendi.
Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
- Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
This material has a rough texture.
- Bu malzeme kaba bir dokuya sahip.
Textured vegetable protein is a common meat substitute.
- Dokulu sebze proteini, ortak bir et yerine kullanılır.
Textured vegetable protein is a common meat substitute.
- Dokulu sebze proteini, ortak bir et yerine kullanılır.
Basket weaving is a dying art.
- Sepet dokuma ölen bir sanattır.
You are weaving a carpet, aren't you?
- Bir halı dokuyorsun, değil mi?
Where did you weave them?
- Onları nerede dokudun?
Tibetan rug weavers use traditional designs and knotting. Hence their rugs have a simple, natural look.
- Tibetli kilim dokumacıları geleneksel tasarımlar ve düğümler kullanır. Dolayısıyla onların kilimleri basit, doğal bir görünüme sahiptir.
It can be painful, when crickets inflicted on sensitive skin such as the webbing between fingers.
The history class starts at nine.
- Tarih dersi saat dokuzda başlar.
After I tried out my new loom, I made my bed and repaired the coffee grinder.
- Ben yeni dokuma tezgahımı denedikten sonra, yatağımı yaptım ve kahve değirmenini tamir ettim.
Tom wanted to go over a few things with Mary.
- Tom Mary ile birlikte birkaç şeyi ince eleyip sık dokumak istedi.