They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.
The empire expanded eastward, in search of resources for its burgeoning textile industry.
- İmparatorluk onun gelişmeye başlayan tekstil sektörü için kaynak arayışı içinde, doğuya açıldı.
I heard that he left town and moved east.
- Onun şehirden ayrıldığını ve doğuya taşındığını duydum.
A river separates the city into east and west.
- Bir nehir şehri doğuya ve batıya ayırır.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.
The wind is blowing east.
- Rüzgar doğuya doğru esiyor.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.
As the Moon moves eastward away from the Sun in the sky, we see a bit more of the sunlit side of the Moon each night.
- Ay gökyüzündeki Güneşten doğuya doğru hareket eder, biz her gece ayın güneşli tarafını biraz daha çok görürürüz.
They travelled eastwards.
- Onlar doğuya doğru seyahat etti.