dizil

listen to the pronunciation of dizil
التركية - الإنجليزية
(Biyokimya) sequential
{s} characterized by a regular sequence, serial; successive, following, subsequent, consecutive
Something that is sequential follows a fixed order. the sequential story of the universe + sequentially se·quen·tial·ly The pages are numbered sequentially. relating to or happening in a sequence
QoS policy whereby Qnet employs standby network links in a user-defined order
Succeeding or following in order
in regular succession without gaps; "serial concerts"
One after another; one at a time; in order Contrast concurrent
a carefully designed program aid progression from one
Compared to the immediately prior period
- items are stored in the order of the key field (magnetic tape can only be used for serial or sequential storeage )
following one treatment after another
Dealing with things and ideas one after another or in order
diz
{i} knee

He approached and fell on his knees. - O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.

After his knee repair, he could walk without pain. - Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.

dizil örnek
(Biyokimya) sequential model
diz
{f} array
diz
{f} strung
diz
{f} sort
Diz
dız
diz
in knees
diz
(at) stifle
diz
bridle
الإنجليزية - الإنجليزية
التركية - التركية

تعريف dizil في التركية التركية القاموس.

Diz
(Osmanlı Dönemi) AYN
DİZ
(Osmanlı Dönemi) (E) f. Levn, renk
DİZ
(Osmanlı Dönemi) f. Kal'a, sur
diz
Nizam, saf, sıra, katar
diz
Uyluk ile kaval kemiğinin buluştuğu eklem yeri
diz
Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer: "Köşeye yaslanmış, bir dizini altına almış, öteki dizini dikmiş, kolunu da uzatmış, anlatıyordu."- M. Ş. Esendal
diz
Bacak ile baldır kemiklerinin bağlanma yeri
diz
Oturulduğunda uyluğun üst yanı
diz
iran hükümdarı Hüsrev'in yağız atına verilen ad
diz
Kaval, baldır ve uyluk kemiğinin birleştiği yer
الإنجليزية - التركية

تعريف dizil في الإنجليزية التركية القاموس.

dizil örnek
(Biyokimya) kilit-anahtar kuramı
dizil
المفضلات