Ekvator dünyayı iki yarımküreye böler.
- The equator divides the globe into two hemispheres.
Elmaları beşimiz arasında böler.
- He divides the apples among five of us.
Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
- The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
Bu kitap dört bölüme ayrılmıştır.
- This book is divided into four parts.
Tom'un okul günü altı peryoda bölünmüştür.
- Tom's school day is divided into six periods.
Yol burada ikiye bölünür.
- The road divides here into two.
Oyun alanı, beyaz çizgiler tarafından üçe bölünmüş.
- The playground is divided into three areas by white lines.
RMS Titanik 16 tane su geçirmez bölmeye ayrıldı.
- The R.M.S. Titanic was divided into 16 watertight compartments.
Öğretmen bu proje üzerindeki işi bölmemizi istiyor.
- The teacher wants us to divide the work on this project.
There is a great divide between us.
Stay on your side of the divide, please.
The divide left most of the good land on my share of the property.