İki ülke bu ihtilaf üzerine politik bir anlaşmaya vardı.
- The two countries came to a political settlement over this dispute.
Leyla bir tedarikçiyle olan acı bir hukuki ihtilaf sonrasında şirketini kaybetti.
- Layla lost her company after a bitter legal dispute with a supplier.
Uzun bir tartışmadan sonra kömür madenleri kapatıldı ve kalan madenciler işten çıkarıldılar.
- After a long dispute the coal mines closed and the remaining miners were paid off.
Tartışma sonunda halledildi.
- The dispute was finally settled.
Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.
- Industrial disputes are still a problem.
Onun sonunda konuşma sanatı ve mantık ile ilgili , Socrates metodunda herhangi bir anlaşmazlık örneği ile biten ikincisinin sonunda iki küçük skeç vardı.
- The end of which there were two little sketches of rhetoric and logic, the latter finishing with a specimen of a dispute in the Socratic method.
Onlar münakaşaya karışmak istemediler.
- They did not wish to become embroiled in the dispute.
Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.
- Industrial disputes are still a problem.
Uzun bir tartışmadan sonra kömür madenleri kapatıldı ve kalan madenciler işten çıkarıldılar.
- After a long dispute the coal mines closed and the remaining miners were paid off.
Tartışma sonunda halledildi.
- The dispute was finally settled.
They disputed my well-intended proposal.
to dispute assertions or arguments.