Tom looks well rested.
- Tom iyi dinlenmiş görünüyor.
When I woke up I felt rested and refreshed.
- Uyandığımda dinlenmiş ve canlanmış hissettim.
An old man was at rest under the tree.
- Yaşlı bir adam ağacın altında dinleniyordu.
Everyone has the right to rest and leisure, including reasonable limitation of working hours and periodic holidays with pay.
- Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.