تعريف dining في الإنجليزية التركية القاموس.
- yemek yiyerek
- {f} yemek ye
Yemek yerken işten bahsetme.
- Don't talk about business while we're dining.
Bu gece dışarıda yemek yemeye ne dersin?
- What do you say to dining out tonight?
- akşam yemeği yeme
Birlikte dışarıda akşam yemeği yemeye ne diyorsun?
- What do you say to dining out together?
- yemek
Evin bir yemek odası var mı?
- Has the house got a dining room?
Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
- The living room adjoins the dining room.
- yemekli
- dining car
- yemek vagonu
- dining hall
- (Askeri) tabldot
- dining out
- (Bilgisayar) dışarda akşam yemekleri
- dining rooms
- yemek odaları
- dining table
- sofra
- dining car
- vagon restoran
- dining car
- yemekli vagon
- dining hall
- yemek salonu
- dining room
- yemek odası
Oturma odası yemek odasına bitişiktir.
- The living room adjoins the dining room.
Evin bir yemek odası var mı?
- Has the house got a dining room?
- dining table
- yemek masası
- dining area
- yemek alanı
- dining room suite
- yemek odası takımı
- dining-car
- yemek araç
- dining car
- lokanta vagonu
- dining kitchen
- yemek köşeli mutfak
- dining nook
- yemek köşesi
- dining table
- (isim) yemek masası
- dine
- yemek ye
Rezervasyon olmadan bu restoranda yemek yemek imkansız.
- It's impossible to dine at this restaurant without reservations.
Tom ebeveynleriyle birlikte yemek yedi.
- Tom dined with his parents.
- dine
- akşam yemeği vermek
- dine
- yemek vermek
- dine
- yemek yemek
Onunla yemek yemek için bir randevum var.
- I have an appointment to dine with him.
Tom, Mary'nin Chuck's Diner'da yemek yemek istediğini söylüyor.
- Tom says Mary wants to eat at Chuck's Diner.
- employee dining hall
- personel yemekhanesi
- fine dining
- (Gıda) aristokrat yemek düzeni
- dine
- akşam yemeği yemek
İyi bir şarap menüleri olsa bile, burada akşam yemeği yemek istemeyeceğim.
- Even if they have a good wine menu, I will not want to dine here.
- dine
- akşam yemeğini yemek
- dining out
- dışarda yemek
- fine-dining
- kaliteli yemek sunan restoran
- dine
- dining car vagon restoran
- dine
- ziyafet vermek
- dine
- {f} yemeğe davet etmek, yemek vermek
- dine
- dining hall yemek salonu
- dine
- günün esas yemeğini yemek veya yedirmek
- dine
- {f} günün esas yemeğini yemek
- dine
- {f} ağırlamak
- dine
- dining ro
- dine
- dine out dışarıda yemek yemek
- dine
- wine and dine bir kimseye içkili ziyafet vermek
- dining room
- salamanje
- is the dining car at the front or rear of the train
- yemekli vagon trenin önünde mi arkasında mı
- is there a dining car
- yemekli vagon var mı