Careless as she was, she could never pass an examination.
- Dikkatsiz olduğu için, o, bir sınavı asla geçemedi.
You must answer for your careless conduct.
- Dikkatsiz davranışının hesabını vermelisin.
Tom was inattentive in class.
- Tom sınıfta dikkatsizdi.
You might have prevented the accident if you hadn't been so inattentive.
- Çok dikkatsiz olmasaydın kazayı önleyebilirdin.
Tom is a reckless driver.
- Tom dikkatsiz bir sürücü.
He gets a kick out of reckless driving.
- O dikkatsiz araç kullanmaktan hoşlanır.
Are you really that oblivious?
- Gerçekten bu kadar dikkatsiz misin?
She's sloppy and careless.
- O özensiz ve dikkatsiz.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
You should pay more attention to your own safety.
- Kendi güvenliğine daha fazla dikkat etmelisin.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
He cautioned me against being careless of my health.
- O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.
We should proceed with great caution.
- Büyük bir dikkatle devam etmeliyiz.
Out of consideration to the pig farming industry the name 'pig influenza' has been changed into 'influenza A(H1N1)'.
- Domuz yetiştiriciliği endüstrisini dikkate almazsak 'domuz gribi' adı 'A gribi (H1N1) olarak değişti.
I have taken everything into consideration.
- Her şeyi dikkate aldım.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
- Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
- Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
Tom was mindful of my warning.
- Tom uyarıma dikkat etti.
Beware of thefts in a big city.
- Büyük bir şehirde hırsızlığa karşı çok dikkatli olun.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
I'm the type who likes to think things over very carefully.
- Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Look out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat et.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
Tom failed to heed warning signs.
- Tom uyarı işaretlerine dikkat edemedi.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
She achieved remarkable results.
- O, dikkate değer sonuçlar elde etti.
Watch out mom, these are coming your way!
- Dikkatli olun anne, onlar size doğru geliyor.
Do we need to watch out for tigers around here?
- Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
There is one very noteworthy element in this stage.
- Bu aşamada dikkat çeken bir husus vardır.
You need to take note of this!
- Buna dikkat etmelisin!
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.