Ben sadece ağır bir hastalık atlattım.
- I just got over a severe illness.
Omzumda şiddetli bir ağrı hissettim.
- I felt a severe pain on the shoulder.
Tom'un şiddetli bir baş ağrısı var.
- Tom has a severe headache.
Jack çocuklarına çok serttir.
- Jack is very severe with his children.
Belediye başkanını sert bir biçimde eleştirdi.
- He severely criticized the mayor.