Özlemenin nasıl olduğunu unuttuğun an, sevgi bitmiş demektir.
- Die Liebe ist vorbei, wenn man vergessen hat, wie es ist, zu vermissen.
Sende üç şeyi fark eden insana güven: gülümsemenin ardında sakladığın acıyı, öfkenin ardındaki sevgiyi, suskunluğunun ardındaki sebebi.
- Vertraue dem Menschen, der drei Dinge an dir bemerkt: den Kummer hinter deinem Lächeln, die Liebe hinter deinem Zorn und den Grund deines Schweigens.
Müzik benim ilk aşkımdı ve son aşkım olarak kalacak!
- Musik war meine erste Liebe und sie wird auch meine letzte sein!
Bu şarkı bana ilk aşkımın acısını hatırlatıyor
- Dieses Lied erinnert mich an meinen ersten Liebeskummer.
Aşk aşka nasıl aşık olabilir ki?
- Wie kann die Liebe die Liebe lieben?
O tek-taraflı bir aşk ilişkisiydi.
- Es war eine einseitige Liebesbeziehung.
Birbirlerini sevgi dolu öptüler.
- Die Liebenden küssten einander.
Senin sevgini kaybedersem, her şeyi kaybederim.
- Wenn ich deine Liebe verliere, verliere ich alles.
Seni seviyorum, Laurie.
- Ich liebe dich, Laurie.
Kahveyi çaydan daha çok seviyorum.
- Ich mag lieber Kaffee als Schwarztee.
Frankly, my dear, I don't give a damn!
- Ehrlich gesagt, meine Liebe, kümmert es mich nicht die Bohne.
Hi, how are you, my dear friend?
- Hallo, mein lieber Freund, wie geht es dir?