الإنجليزية - التركية
تعريف device that heats water or supplies warmth to a room في الإنجليزية التركية القاموس.
- heater
- ısıtıcı
O bir cep ısıtıcısı ile kendini ısıttı.
-He warmed himself with a pocket heater.
Tom ısıtıcıyı onarabilir.
-Tom can fix the heater.
- heater
- ısıtmaç
- warmer
- daha sıcak
Bugün çok daha sıcak.
-It's much warmer today.
Havalar daha sıcak oluncaya kadar seyahatimi erteleyeceğim.
-I'll postpone my trip to Scotland until it's warmer.
- warmer
- sıcak
Yakında hava daha sıcak olacak.
-It will get warmer soon.
Mart ayında hava daha da sıcak olacak.
-It will become much warmer in March.
- heater
- {i} ısıtıcı, soba, ocak, fırın
- heater
- {i} tabanca
- heater
- ABD
- heater
- radya tör
- heater
- argo tabanca
- heater
- {i} kalorifer
- heater
- {i} şofben
Şofben gazla çalışır.
-The water heater runs on gas.
Şofbenimizi değiştirmemiz gerekiyor.
-We need to replace our water heater.
- warmer
- (isim) ısıtıcı
المصطلحات ذات الصلة
device that heats water or supplies warmth to a room
الواصلة
de·vice that heats wa·ter or supplies warmth to a roomالتركية النطق
dîvays dhıt hits wôtır ır sıplayz wôrmth tı ı rumالنطق
/dəˈvīs ᴛʜət ˈhēts ˈwôtər ər səˈplīz ˈwôrmᴛʜ tə ə ˈro͞om/ /dɪˈvaɪs ðət ˈhiːts ˈwɔːtɜr ɜr səˈplaɪz ˈwɔːrmθ tə ə ˈruːm/
Resimler
المفضلات