Yeni bir makine geliştirmek için çok çalıştılar.
- They worked hard in order to develop a new machine.
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Türkiye gelişmekte olan bir ülkedir.
- Turkey is a developed country.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Öğrenciler, okuma yeteneklerini geliştirmeliler.
- Students should develop their reading skills.
Ticaret şehirlerin gelişmesine neden oldu.
- Commerce led to the development of cities.
Son gelişmeler onların seyahat planlarını değiştirmelerine neden oldu.
- Recent developments caused them to change their travel plans.
Newton İngiliz parası taklitçiliğini önlemek için gelişen tekniklerde etkiliydi.
- Newton was instrumental in developing techniques to prevent counterfeiting of the English money.
Tom bir yazılım geliştiricisi.
- Tom is a software developer.
Uygulama geliştiricileri bir fonksiyonel programlama dili kullanmaya karar verdi.
- Application developers decided to use a functional programming language.
Dilsel güzelliğin gelişmiş algısı hâlâ onda eksik.
- A developed perception of linguistic beauty is still lacking in her.
Yunanistan gelişmiş bir ülke.
- Greece is a developed country.
Gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan ülkelere yardım etmeliler.
- Advanced countries must give aid to developing countries.
Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.
- Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.
Uzun vadeli çıkarların uğruna, biz geliştirme departmanını satmaya karar verdik.
- For the sake of long-term interests, we have decided to sell the development department.
Yeni malzemelerin geliştirilmesi ile uğraşmaktadır.
- He is engaged in developing new materials.
Android uygulaması geliştiriyorum.
- I'm developing an Android application.
Değişim bazen zor olabilir, ancak yeni fırsatlar yaratabilir ve kişisel büyüme ve gelişme aracı olabilir.
- Change can sometimes be difficult, but it can also open up new opportunities and be a means of personal growth and development.
Hangisi daha önemlidir, ekonomik büyüme mi yoksa çevrenin korunması mı?
- Which is more important, economic development or environmental protection?
Düzgün bir şekilde eğitilirse müzikal yetenek geliştirilebilir.
- Musical talent can be developed if it's properly trained.
Amerika'da iken İngilizce becerisini geliştirdi.
- He developed his English skill while he was in America.
Bin yılın kalkınma hedeflerine 2015 yılına kadar ulaşılması gerekiyordu.
- The Millennium Development Goals were supposed to be achieved by 2015.
O, sürdürülebilir kalkınma konusunda bir uzmandır.
- He is an expert in sustainable development.
Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
- Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
Onun çalışmaları bilimsel araştırmayı geliştirmeye çok katkıda bulundu.
- Her studies contributed greatly to developing scientific research.
Japonya gelişmekte olan ülkelere 2 milyar yenlik bir yardım paketini taahhüt etti.
- Japan guaranteed a 2 billion yen aid package to developing countries.
Çoğu gelişmekte olan ülkelerde kentsel nüfus çok hızlı artıyor.
- The urban population in most developing countries is increasing very fast.
Kelime işlemcilerinin gelişimi Japoncayı kolaylıkla yazmamızı sağladı.
- The development of word-processors has enabled us to type Japanese easily.
Kilo almak, kişisel gelişimin en kolay metodudur.
- Weight increase is the easiest method for personal development.
Fadıl, Kahire yakınlarındaki bir sitede yaşıyordu.
- Fadil lived in a housing development near Cairo.
Please develop this roll of film.
I need to develop my white-square bishop.
Let's see how things develop and then make our decision.
I need to develop a plan for the next three weeks.
An embryo develops into a fetus and then into an infant.
Our news team brings you the latest developments.
Of more significance in the nature of branch development; in the Jubulaceae, as in the Porellaceae, branches are acroscopic and normally replace a ventral leaf lobe.
The development of this story has been slow.
Our development department has produced three new adhesives this year.
... them to develop those crops that can feed those their families, feed their communities, ...
... way between--It is done that way between tribes. If we don't, maybe it would be a way to develop ...