Everyone has a right to absence.
- Herkesin bir devamsızlık hakkı vardır.
Every day has a continuation.
- Her günün bir devamı vardır.
Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology?
- Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
Mathematics is the part of science you could continue to do if you woke up tomorrow and discovered the universe was gone.
- Matematik, yarın kalkarsan ve evrenin gittiğini keşfedersen yapmaya devam edebileceğin, bilimin bir parçasıdır.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Tom kept getting more and more confused.
- Tom'un gittikçe daha çok kafası karışmaya devam etti.
It's useless to keep on thinking any more.
- Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
When the excitement died down, the discussion resumed.
- Heyecan azalınca,tartışma devam etti.
Tom resumed speaking.
- Tom konuşmaya devam etti.
He kept standing all the way.
- O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
It was all I could do to keep standing.
- Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
He run on for half an hour.
- Yarım saat koşmaya devam etti.
The soldier carried on as if his wound was nothing.
- Yarası önemsizmiş gibi asker devam etti.
They carried on with the plan in spite of strong objections to it.
- Ona karşı güçlü itirazlara rağmen onlar plana devam ettiler.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
I was too tired to go on working.
- Çalışmaya devam edemeyecek kadar yorgundum.
Please go on with your story.
- Lütfen hikayene devam et.