Is anyone absent today?
- Bugün devamsız biri var mı?
Tom is often absent from school.
- Tom sık sık okula devamsızlık yapar.
Space research is necessary for the propagation and continuation of the human species.
- Uzay araştırması insan türünün yayılması ve devamı için gereklidir.
War is the continuation of politics by other means.
- Savaş, diğer yollarla siyasetin devamıdır.
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
It's useless to keep on thinking any more.
- Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
Volvo is starting a new project Read more.
- Volvo yeni bir projeye başlıyor. Devamını oku.
Tom resumed speaking.
- Tom konuşmaya devam etti.
They resumed walking.
- Onlar yürümeye devam ettiler.
The boy kept standing for a while.
- Çocuk bir süre durmaya devam etti.
It was all I could do to keep standing.
- Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Is the play still running?
- Oyun hala devam ediyor mu?
But we carried on without him.
- Ama onsuz devam ettik.
She carried on talking in spite of the loud noise.
- Yüksek gürültüye rağmen konuşmaya devam etti.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
She was too tired to go on working.
- O, çalışmaya devam edemeyecek kadar çok yorgundu.
Please go on with your story.
- Lütfen hikayene devam et.