Please go on with your story.
- Lütfen hikayene devam et.
My father would not permit me to go on to college.
- Babam üniversiteye devam etmeme izin vermezdi.
If you've got something to say, go ahead and say it.
- Söyleyecek bir şeyin varsa devam et ve söyle.
You should go ahead and do it, just like you said you would.
- Devam etmelisin ve onu yapmalısın, tam yapacağını söylediğin gibi.
You are doing very well. Keep it up.
- Çok iyi yapıyorsun. Devam et.
If you have something to say, go ahead and say it.
- Söyleyecek bir şeyin varsa devam et ve söyle.
Go ahead and unwrap your gift.
- Devam et ve hediye paketini aç.
I've decided to continue studying.
- Ben eğitime devam etmek için karar verdim.
The Cold War continued.
- Soğuk Savaş devam etti.
Tom just kept right on talking.
- Tom hemen konuşmaya devam etti.
Tom resumed clearing the table.
- Tom masayı temizlemeye devam etti.
He resumed his work after a short break.
- Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
I see no point in continuing this conversation.
- Bu konuşmaya devam etmenin amacı olmadığını anlıyorum.
Tom paused for a moment before continuing with the story.
- Hikayeye devam etmeden önce Tom bir an durdu.
We have to keep going.
- Gitmeye devam etmek zorundayız.
Stay cool and keep going.
- Sakin ol ve gitmeye devam et.
Tom continued to study French for another three years.
- Tom üç yıl daha Fransızca çalışmaya devam etti.
Corporate bankruptcies continued at a high level last month.
- Şirket iflasları geçen ay yüksek bir düzeyde devam etti.
He kept on working all the while.
- O,her zaman çalışmaya devam etti.
I told the children to be quiet, but they just kept on being noisy.
- Çocuklara sessiz olmalarını söyledim, fakat onlar gürültülü olmaya devam ettiler.
Please keep on working even when I'm not here.
- Burada olmadığım zaman bile lütfen çalışmaya devam et.
It's useless to keep on thinking any more.
- Artık düşünmeye devam etmek işe yaramaz.
Saturday is the pottery class I've been attending since last year.
- Cumartesi geçen yıldan beri devam ettiğim çömlekçilik dersidir.
Poverty prevented him from attending school.
- Yoksulluk onun okula devam etmesini engelledi.