Space research is necessary for the propagation and continuation of the human species.
- Uzay araştırması insan türünün yayılması ve devamı için gereklidir.
Every day has a continuation.
- Her günün bir devamı vardır.
Regular attendance is required in that class.
- O sınıfta düzenli devam gereklidir.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
Tom kept getting more and more confused.
- Tom'un gittikçe daha çok kafası karışmaya devam etti.
Volvo is starting a new project Read more.
- Volvo yeni bir projeye başlıyor. Devamını oku.
He resumed his work after a short break.
- Kısa bir moladan sonra işine kaldığı yerden devam etti.
Tom resumed speaking.
- Tom konuşmaya devam etti.
It was all I could do to keep standing.
- Yapabildiğim bütün şey ayakta durmaya devam etmekti.
He kept standing all the way.
- O yol boyunca ayakta durmaya devam etti.
Is the play still running?
- Oyun hala devam ediyor mu?
None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
But we carried on without him.
- Ama onsuz devam ettik.
She carried on talking in spite of the loud noise.
- Yüksek gürültüye rağmen konuşmaya devam etti.
Search operations are still underway.
- Arama operasyonları hala devam ediyor.
A man may die, nations may rise and fall, but an idea lives on. Ideas have endurance without death.
- Bir insan ölebilir, uluslar yükselip düşebilir, ancak bir düşünce yaşamaya devam eder. Düşünceler ölümsüz sürekliliğe sahiptir.
She was too tired to go on working.
- O, çalışmaya devam edemeyecek kadar çok yorgundu.
Please go on with your study.
- Lütfen çalışmanıza devam ediniz.