destitute of; lacking in

listen to the pronunciation of destitute of; lacking in
الإنجليزية - التركية

تعريف destitute of; lacking in في الإنجليزية التركية القاموس.

desolate
{s} ıssız
desolate
{s} terkedilmiş

Kasaba selden sonra terkedilmişti. - The town was desolate after the flood.

desolate
{s} terkedilmiş, metruk; ıssız, tenha, boş
desolate
ıpıssız
desolate
kasvetli
desolate
kuş uçmaz kervan geçmez
desolate
viran
desolate
yalnız
desolate
arkadaşsız
desolate
işsiz
desolate
{s} harap

Birinin hobisi yoksa, hayatı harap olabilir. - If one does not have a hobby, his life may be desolate.

desolate
{f} üzmek
desolate
meyus etmek
desolate
{f} terketmek
desolate
{f} perişan etmek
desolate
kederlendirmek
desolate
{f} harap etmek, perişan etmek
desolate
viran etmek
desolate
yalnız bırakmak
الإنجليزية - الإنجليزية
desolate
destitute of; lacking in
المفضلات