destiny, fortune, person's lot in life; death; destruction

listen to the pronunciation of destiny, fortune, person's lot in life; death; destruction
الإنجليزية - التركية

تعريف destiny, fortune, person's lot in life; death; destruction في الإنجليزية التركية القاموس.

fate
kader

O, kaderi ile yüzleşmeye hazırdı. - She was ready to face her fate.

Ben kaderime boyun eğmek için zorlandım. - I was forced to submit to my fate.

fate
devran
fate
mukadderat
fate
alın yazısı
fate
gelecek

Hiçbir amacı yokmuş gibi görünen ama var olmaktan başka bir kaderi olmadığı da açık olan bir sonsuzluktaki sonsuz gelecekte neler olacak? - What will happen in the eternal future that seems to have no purpose, but clearly just manifested by fate?

fate
yazgı
fate
{i} son

Son tanık mahkûmun kaderini belirledi. - The last witness sealed the prisoner's fate.

Fadıl'ın yıkıcı kaderi sonunda gün ışığına çıktı. - Fadil's devastating fate finally came to light.

fate
ölüm

Ölüm herkesin kaderidir. - Death is everyone's fate.

Herkes aynı kaderi bekliyordu - ölüm. - Everybody was waiting the same fate - death.

fate
{i} felek
fate
{i} kader tanrıçası
fate
fated kadere dayanan
fate
(isim) kader, kısmet, alın yazısı, tâlih, akibet, felâket, son, ecel, felek, kader tanrıçası
fate
mahvolmaya mahkûm
fate
kadere bağlı
fate
{i} kısmet
fate
the Fates kader tanrıçaları
الإنجليزية - الإنجليزية
{i} fate
destiny, fortune, person's lot in life; death; destruction
المفضلات