O çalışma masası Meg için çok küçük.
- That desk is too small for Meg.
Onlar ön çalışma masasına yaklaşıyorlar.
- They approach the front desk.
Bir dizüstü, bir masaüstünden daha iyidir.
- A laptop is better than a desktop.
Masanın tozunu almamız gerekir.
- We need to dust the desk.
Lütfen benim için resepsiyonda yaklaşık bir saat bakar mısın?
- Please cover for me at the reception desk for about one hour.
Bazı şirketlerin resepsiyonda resepsiyonist yerine korumaları var.
- Some companies have guards at the front desk instead of receptionists.
Benim dizüstü bilgisayar bürodadır.
- My notebook is in the desk.
Sıranın üzerinde bir elma var.
- There is one apple on the desk.
Sıranın üzerinde bir kitap duruyor.
- A book is lying on the desk.
Anahtarı resepsiyon masasında bıraktım.
- I left the key at the reception desk.
Lütfen benim için resepsiyonda yaklaşık bir saat bakar mısın?
- Please cover for me at the reception desk for about one hour.
Bu masalar bizim için çok küçük.
- These desks are too small for us.
Masaların üzerinde kediler var mı?
- Are there some cats on the desks?
I really like working with the clients. Things break, but I've always been handy. And it sure beats a desk job, he says.
The production manager was annoyed because some desk jockey in the main office reassigned her staff without even consulting her.
... the buck does stop at his desk and ' and he takes responsibility for ' for that ' for ...
... bills to my desk ...