deri̇

listen to the pronunciation of deri̇
التركية - الإنجليزية

تعريف deri̇ في التركية الإنجليزية القاموس.

deri
(Mühendislik) leather

He buys and sells leather goods. - O, deri eşyalar alır ve satar.

The shoes were made of some soft stuff that looked like leather. - Ayakkabılar, deriye benzeyen yumuşak bir malzemeden yapıldı.

deri
skin

She is all skin and bone. - O bir deri bir kemik.

It was a cat starved to skin and bones. - Bir deri bir kemik açlıktan ölmüş bir kediydi.

deri
leather-like
deri
(Tıp) derm-
deri
tegument
deri
fell

Tom fell into a deep sleep. - Tom derin bir uykuya daldı.

He fell into a deep sleep. - O derin bir uykuya daldı.

deri
(Tıp) dermis
deri
integument
deri
coriaceous
deri
peel, rind
deri
skin, hide; leather; peel
deri
(hayvan) pelt
deri
resembling leather
deri
cutaneous
deri
rind
deri
derm
deri
skin, hide
deri
hide
deri değiştirme
molting
deri altı
(Tıp) hypodermic
deri altı
(Denizbilim,Tıp) subcutaneous
deri altından
subcutaneously
deri ayakkabı
leather shoes
deri ağrısı
(Tıp) dermatalgia
deri cüzdan
leather wallet
deri değiştirme
(Arılık) ecdysis
deri giysiler
leather garments
deri ile ilgili
(Denizbilim) dermal
deri içine
(Tıp) intracutane
deri işi
leatherwork
deri kanseri
(Tıp) skin cancer
deri kemer
leather belt
deri kisti
(Tıp) epidermal cyst
deri olayı
skin effect
deri patı
(Tıp) cutaneous paste
deri saraciye
(Tekstil) leather accessorries
deri soyma işlemi (kozmetik)
peeling
deri soyulması
(Tıp) desquamation
deri spreyi
(Tıp) cutaneous spray
deri tozu
(Tıp) cutaneous powder
deri yangısı
dermatitis
deri yaşlanması
(Tıp) skin aging
deri yoluyla
(Tıp) percutaneous
deri yüzme
(Gıda) skinning
deri yüzmek
skinning
deri yüzmek
flay
deri yüzmek
skin
deri ürünleri
leather products
deri-
(Tıp) dermato-
deri ceket
leather jacket

Marian is wearing a black leather jacket, a purple scarf, and purple pants.The outfit looks great on her. - Marian siyah deri ceket, mor eşarp ve mor pantolon giyiyor. Kıyafeti onun üzerinde harika görünüyor.

Tom took off his leather jacket and sat down. - Tom deri ceketini çıkardı ve oturdu.

deri hastalığı
skin disease
deri palto
leather coat
deri tulum
leather bags
delikli deri
breathable leather
deri adherensi
(Tıp) skin adherence
deri bavul
Gladstone
deri bağlamak
(for a wound, sore, etc.) to heal, close up
deri bir şey arıyorum
I want something in leather
deri bıçağı
(Kitap) bookbinder's knife
deri conta
leather gasket
deri cüzdan rica ediyorum
I'd like a leather wallet
deri değiştirme
molt
deri değiştirme
moult
deri değiştirme
moulting
deri değiştirme
sloughing
deri değiştirmek
slough away
deri değiştirmek
slough off
deri değiştirmek
moult
deri değiştirmek
molt
deri değiştirmiş
sloughed
deri dökme
ecdyses
deri dökme
ecdysial
deri dökme
exuviation
deri dökmek
exuviate
deri döküntüsü
exuviation
deri döşemeli
(Tekstil) leather-upholstered
deri emülsiyonu
(Tıp) cutaneous emulsion
deri erüpsiyonu
cutaneous eruption
deri eşya
leather good
deri eşyalar
leather goods

Tom made leather goods. - Tom deri eşyalar yaptı.

He buys and sells leather goods. - O, deri eşyalar alır ve satar.

deri eşyayı beyazlatmaya yarayan kil
pipeclay
deri gibi
leatheriness
deri gibi
skinned
deri gibi kuvöz
(Tıp) incubator
deri hastalıkları uzmanı
dermatologist
deri iltihabı
(Tıp) dermatitises
deri iltihabı
(Tıp) dermatitides
deri iltihabı
dermatitis
deri içine yapılan
percutaneous
deri işçisi
leather dresser
deri kalitesinde
leatheriness
deri kaplama
skin plate
deri kaplı leather-bound
(book)
deri kası
(Anatomi) cutaneous muscle
deri katmeri
plica
deri kuruluğu
skin dryness
deri köpüğü
(Tıp) cutaneous foam
deri kırpıntısı
skin waste
deri mamulleri
leader products
deri mamulleri
leader goods
deri nakli
skin-grafting
deri naklinde kullanılan deri parçası
skin graft
deri nevüsü
(Tıp) epidermal nevi
deri oluşumu
(Anatomi) dermatogenesis
deri pantolon
leathers
deri perfüzyonu
(Tıp) skin perfusion
deri plantasyonu
skin-grafting
deri plikası
(Tıp) cutaneous plica
deri renkli
(Arılık) leather-colour
deri saat kayışı görmek istiyorum
I would like to see a leather watch strap
deri solunumu
(Biyoloji) cutaneous respiration
deri soyma işlemi
(kozmetik) peeling
deri soyucu krem
peeling
deri sıyırıcı
skinner
deri tabaka
skin plate
deri tabaklama
alutation
deri tabaklayan
tanner
deri teması
(Tıp) dermal contact
deri tepkimesi
(Tıp) dermal reaction
deri ticareti yapmak
trade in leather
deri tozluk
leather cuff
deri tümörleri
(Tıp) skin neoplasms
deri tütün keseniz var mı
Do you have a leather tobacco pouch
deri veremi
lupus
deri yangısı
path. dermatitis
deri yastık
leather cushion
deri yağı
dubbin
deri yağı
dubbing
deri yelek
jerkin
deri yüzücü
skinner
deri yüzücü
skinnerian
deri çözeltisi
(Tıp) cutaneous solution
deri ürünler gösterir misiniz
Would you show me some leather goods
deri şarbonu
(Tıp) cutaneous anthrax
deri şerit
leather dressing
deri-iskelet
(Denizbilim) dermoskeleton
değiştirilen deri
slough
düz deri
Smooth leather
yarma deri
Split leather
bir deri bir kemik
skinny
bir deri bir kemik
emaciated
bir deri bir kemik
rawboned
boyun deri kası
(Anatomi,Tıp) platysma
gerçek deri
real leather
selim yapılı deri tümörü
(Tıp) nevus
soymak deri
(Gıda) skin
deri
dermat
deri
derma
deri
pelt
Deri
lether
Deri
leatherback
hansen basilinin sebep olduğu deri hastalığı
hansen skin disease caused by bacillus
parlak deri
shiny skin
timsah derisi gibi olan sert deri
The hard skin like alligator skin
alt deri
dermis
alt deri
cutis
alt deri
derm
bacak kas deri siniri
(Anatomi) musculocutaneous nerve of leg
bir deri bir kemik
gaunt, emaciated, skinny, scrawny, scraggy
bir deri bir kemik
nothing but skin and bones
bir deri bir kemik
scraggy
bir deri bir kemik
starveling
bir deri bir kemik kalmak
to be nothing but skin and bones
bir deri bir kemik kalmak
wear to a shadow
bir deri bir kemik kimse
bag of bones
bir deri bir kemik yapmak
emaciate
bir deri bir kemik yapmak
skeletonize
boynun altındaki sarkık deri
fold of skin which hangs under the throat of certain animals (i.e. cows)
boynun altındaki sarkık deri
dewlap
bu gerçek deri mi
Is this genuine leather
deri
(Anatomi) cutis
deri
(Anatomi) corium
diken diken olmuş deri
goose flesh
direksiyon deri yüzeyi
(Otomotiv) steering wheel pad
dökmek (deri
kabuk
esas deri
dermis
esnek deri
flexible leather
gerçek deri
genuine leather
glaze deri
(Tekstil) glzed leather
hafif deri
light leather
ham deri
rawhide
ham deri
raw hide
hidrolik deri
(Tekstil) hydraulic leather
ince deri
Cordovan
irinli deri
path. pyoderma
iç deri
(Tıp,Hayvan Bilim, Zooloji) endoderm
kabarmış (deri)
waled
kabartma deri
embossed leather
kat kat olmuş deri
plica
nefes alabilir deri
breathable leather
oluklu deri koltuklar
(Otomotiv) flute leather seats
penisin ucundaki deri
foreskin
plastik deri
(Argo) pleather
sert deri
hard leather
soyulan deri
slough
suni deri
artificial leather

Artificial leather can't compare with the real thing. - Suni deri gerçeğiyle karşılaştırılamaz.

suni deri
imitation leather
suni deri
leatherette
tabaklanmış deri
chrome
taklit deri
imitation leather
toksik deri iltihabı
(Tıp) toxicodermatitis
topik deri koruyucu
(Çevre) topical skin protectant
tüyleri ürpermiş deri
goose flesh
tüyleri ürpermiş deri
goose bumps
tüyleri ürpermiş deri
goose pimples
tüyleri ürpermiş deri
goose skin
tırnak çevresindeki ölü deri
cuticle
yapay deri
imitation leather
yapay deri
artificial leather
yapay deri
artificial leather, imitation leather
yumuşak deri
soft leather
yıkanabilir deri
wash leather
zehirli deri iltihabı
(Tıp) toxidermitis
ölü deri
scurf
ölü deri
slough
üst deri
scarfskin
üst deri
epidermis
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف deri̇ في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

Deri
{i} family name
Arieh Deri
(born 1959) founding member of the Shas political party, member of Israel's 13th and 14th parliamentary cabinets
the Deri trial
trial of the former Minister of the Interior who was accused of receiving bribes and of improper management of the budget of his Ministry (1994)
التركية - التركية
(Osmanlı Dönemi) f. Farsçanın sahihi, fasih olanı. (Kapı demek olan "der" ismi Farsça olduğu halde Arapça sayılarak müennesi "deriyye" yapılmıştır.)
(Osmanlı Dönemi) Havası hoş ve lâtif. Yeşilliği bol olan dağ eteği
deri
islamiyetten sonra gelişen Farsça
deri
İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan derisi
deri
insan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı tabaka
deri
Bu deriden yapılmış
deri
Soyulmadan yenen yemişlerin ince kabuğu veya soyulan yemişlerde kabuk altındaki zar
deri
Cilt
deri
Toplantı, düğün
deri
Bu deriden yapılmış: "Üstünde yine o siyah deri pardösüsü, kolunda siyah deri çantası."- N. Cumalı
deri
Pazar veya panayır kurulan gün, dernek
deri
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı örtü
deri
İnsan ve hayvan vücudunu kaplayan tüy, kıl veya pulla kaplı örtü: "Bütün kemikleri, ince bir deri altında birer birer sayılıyordu."- P. Safa. İşlenerek kullanılır duruma getirilmiş hayvan derisi
deri
Pazar ya da panayır kurulan gün
deri altı
Derinin altında bulunan
Deri
(Osmanlı Dönemi) YELEMLEM
Deri
(Osmanlı Dönemi) BADİ'
Deri
(Osmanlı Dönemi) CİLD
alt deri
Üst derinin altında bulunan ikinci tabaka, hipoderm
alt deri
Bazı gövde ve yaprakların üst derilerinin altında bulunan, çoğu kez hücre zarları kalınlaşmış özel doku, hipoderm
dış deri
Sinir sistemini ve duygu organlarını oluşturan, embriyonun dış yüzünü örten tabaka, ektoderm
iç deri
Bitkilerin kök, sap ve yapraklarında kabuğun iç bölümü, endoderm
iç deri
Sindirim ve solunum kanallarının iç yüzlerini ve sindirim kanalına bağlı bezlerin (karaciğer, pankreas) içini örten tabaka, endoderm
orta deri
Dış deri ve iç deri arasındaki hücre katmanı, mezoderm
üst deri
Yüksek bitkilerde bütün bölümleri sararak onları dış etkilerden koruyan renksiz, saydam, bir hücreli tabaka, epiderm
üst deri
Deriyi oluşturan iki tabakadan dışta olanı, epiderm
üst deri altı
Üst derinin altında bulunan hücre katmanı
deri̇
المفضلات