Sürekli gürültü bizi sağır etti.
- The continual noise deafened us.
Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
- My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
O dönemde işitme engelliler için okul yoktu.
- No schools for the deaf existed in that era.
Görme engelli mi yoksa işitme engelli mi olmayı tercih edersiniz?
- Would you rather be blind or be deaf?