Benden ne yapmamı istediğinize bağlı olarak, yardımcı olmak için istekli olabilirim.
- I might be willing to help, depending on what you want me to do.
Duruma bağlı olarak; bazen öyledir, bazen değildir.
- Depending on the case; sometimes it is so, sometimes not.
O sizin bakış açınıza bağlı olabilir.
- That might depend on your point of view.
Biz bu rapora bağlı olamayız.
- We cannot depend on this report.
Sana güvenmek için geldim.
- I've come to depend on you.
... I mean, depending on what content you're really ...
... end before 2100 depending on the choices we make now. What choices am I talking about? ...