Hava kötüleştiği için, kalkış ertelendi.
- The weather getting worse, the departure was put off.
Şiddetli yağmur, onların kalkışını erteledi.
- The heavy rain made them put off their departure.
Benim gidişimi engelleyecek hiçbir şey yok.
- There is nothing to prevent my going.
Tom'un Boston'a gidişi ertelendi.
- Tom put off going to Boston.
Ayrılışını niçin ertelediğini biliyor musun?
- Do you know why he put off his departure?
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
- Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
Kapı ayrılmadan 20 dakika önce kapatılır.
- Gate closes 20 minutes before departure.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemek zorundayım.
- Before going to work in Paris, I have to brush up on my French.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
- Tom decided to postpone his departure.
Tom gidişini ertelemeye karar verdi.
- Tom has decided to put off his departure.
Çim'de, hareket istasyonuna gitmek ve tren biletleri orada almak zorundasın.
- In China, you have to go to the departure station and buy train tickets there.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Yurtdışına giden öğrencilerin sayısı artmaktadır.
- The number of students going abroad is on the increase.
Böyle gidişatı onaylamıyorum.
- I don't approve of such goings-on.
Ye put now uppon me that I sholde be causer of hys departicion – God knowith his was ayenste my wyll .
... But now we are going to look at every departure, every ...