Offshore drilling costs are rising.
- Denizde sondaj masrafları artıyor.
The Allies were winning at sea.
- Müttefikler denizde kazanıyorlardı.
They were lost at sea, at the mercy of wind and weather.
- Onlar rüzgar ve havanın elinde, denizde kayboldular.
You can't drink seawater because it's too salty.
- Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.
When I was a child, I often went swimming in the sea.
- Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim.
He was head of America's Naval War College.
- O, Amerika'nın Deniz Harp Okulunun başkanıydı.
Tom Jackson was an American naval officer and painter.
- Tom Jackson, Amerikalı bir deniz subayı ve ressamdı.
This part of the sea is deep and dangerous.
- Denizin bu bölümü derin ve tehlikeli.
Do you have deep sea phobia?
- Derin deniz fobisine sahip misin?
You can't drink seawater because it's too salty.
- Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.
Layla couldn't drink seawater.
- Leyla deniz suyu içemedi.
The blue whale is the largest marine mammal, and the largest mammal on earth.
- Mavi balina en büyük deniz memelisi olup, dünyadaki de en büyük memelidir.
The sky is blue, the sea is also blue. The sky and the sea are blue.
- Gökyüzü mavidir, deniz de mavidir. Gökyüzü ve deniz mavidir.
The earthquake created a tremendous sea wave.
- Deprem büyük bir deniz dalgası yarattı.
Earth is surrounded by sea water but if rain fails people will starve.
- Dünya deniz suyu ile çevrilidir ama yağmur başarısız olursa insanlar açlıktan ölecek.
Warmer waters harm coral reefs and alter the distribution, abundance, and productivity of many marine species.
- Isıtıcı sular, mercan resiflerine zarar verir ve birçok deniz türünün verimini, bolluğunu ve üretkenliğini değiştirir.
Yuriko, a marine biology grad student, fell asleep inside a fish tank and awoke covered in octopuses and starfish.
- Yuriko deniz biyolojisinden mezun bir öğrenci, bir balık tankının içinde uykuya daldı ve ahtapotlar ve deniz yıldızları ile kaplı olarak uyandı.
Tom joined the Marine Corps.
- Tom deniz piyadelerine katıldı.
He was carried by the waves away from the shore and out to sea.
- Dalgalar tarafından kıyıdan denize doğru sürüklendi.
They went to the maritime museum.
- Onlar denizcilik müzesine gitti.
The treasure was buried in the deepest of the sea.
- Hazine, denizin derinliklerine gömüldü.
Very little is known about the deep sea.
- Derin deniz hakkında çok az şey biliniyor.
He was carried by the waves away from the shore and out to sea.
- Dalgalar tarafından kıyıdan denize doğru sürüklendi.
The blue whale is the largest marine mammal, and the largest mammal on earth.
- Mavi balina en büyük deniz memelisi olup, dünyadaki de en büyük memelidir.
He reached the blue sea.
- O, mavi denize ulaştı.
Low-lying lands will flood. This means that people will be left homeless and their crops will be destroyed by the salt water.
- Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.
Many moons ago, I was a seaman.
- Çok uzun zaman önce ben bir denizciydim.
Sami became an accomplished seaman.
- Sami başarılı bir denizci oldu.
Tom considered Maria to be the most beautiful mermaid he had ever seen.
- Tom, Maria'yı şimdiye kadar gördüğü en güzel deniz kızı olarak kabul ediyordu.