Onun çok verimli olduğunu inkar etmek yok.
- There is no denying that she is very efficient.
Sigara içmenin zararlı olduğu gerçeğini inkar etmek yok.
- There is no denying the fact that smoking is harmful.
İsteğini reddetmek zorundayım.
- I have to deny your request.
Açık olanı reddetmek aptalca.
- Denying the obvious is stupid.
O, hikayeyi yalanlamak için acele etti.
- She hastened to deny the story.
Tom'un önerisi reddedildi.
- Tom's proposal was denied.
Tom'un girişi reddedildi.
- Tom was denied entry.
Bunu reddetmeyeceğim.
- I'm not going to deny it.
Buradaki hiç kimse onu reddetmiyor.
- Nobody here is denying that.
Boşuna inkar etmeyin.
- Don't bother to deny it.
Onu öptüğünü gördüm. Bunu inkar etme!
- I saw you kiss him. Do not deny it!