denetleyen

listen to the pronunciation of denetleyen
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) checked by
denetle
(Bilgisayar) check for
denetle
(Bilgisayar) control
denetle
(Bilgisayar) check in
denetle
{f} supervising

I want to talk to your supervising officer. - Denetleme memurunla konuşmak istiyorum.

Tom Jackson is the supervising producer. - Tom Jackson denetleyici yapımcıdır.

denetle
oversee

Tom is in charge of overseeing the entire project. - Tom tüm projeyi denetlemekten sorumlu.

denetle
oversaw
denetle
{f} overseen
denetle
{f} superintending
denetle
superintend
denetle
supervise

The pigs did not actually work, but directed and supervised the others. - Aslında domuzlar çalışmadı fakat diğerlerini yönetti ve denetledi.

While she is writing, her dad will supervise. - O yazarken, babası denetleyecek.

denetle
Check
denetle
audit

The accounts have been audited. - Hesaplar denetlenmektedir.

denetle
inspect

Sami's car was inspected by investigators. - Sami'nin arabası araştırmacılar tarafından denetlendi.

A serviceman inspected our furnace. - Bir servis elemanı bizim fırını denetledi.

denetleyen
المفضلات