denetlemek

listen to the pronunciation of denetlemek
التركية - الإنجليزية
check
inspect
control
oversee

Tom is in charge of overseeing the entire project. - Tom tüm projeyi denetlemekten sorumlu.

examine
supervise
superintend
hand over
monitor
police
(deyim) check up on
check over
guard
(Politika, Siyaset) monitor to
check through
audit
to control, supervise, oversee
to check, inspect; to audit
(Hukuk) to monitor
audit , control
to control, to check, to inspect; to supervise, to oversee; to audit
see over
to supervise
denetleme
supervision
denetleme
inspection
denetleme
(Bilgisayar) verify
denetle
(Bilgisayar) check for
denetle
(Bilgisayar) control
denetle
(Bilgisayar) check in
denetleme
(Dilbilim) monitoring
denetleme
(Bilgisayar) do not audit
denetleme
surveillance
denetleme
audit
denetleme
(Ticaret) visitation
denetleme
(Askeri) scrutiny
denetleme
(Kanun) viewing
kimlik denetlemek
(Bilgisayar) authenticate
denetle
{f} supervising

I want to talk to your supervising officer. - Denetleme memurunla konuşmak istiyorum.

Tom Jackson is the supervising producer. - Tom Jackson denetleyici yapımcıdır.

denetle
oversee

Tom is in charge of overseeing the entire project. - Tom tüm projeyi denetlemekten sorumlu.

denetle
oversaw
denetle
{f} overseen
denetle
{f} superintending
denetle
superintend
denetle
supervise

In her job, she supervises 30 employees. - İşinde, 30 çalışanı denetler.

While she is writing, her dad will supervise. - O yazarken, babası denetleyecek.

denetleme
{i} supervising

I want to talk to your supervising officer. - Denetleme memurunla konuşmak istiyorum.

denetleme
{i} superintending
denetleme
superintendance
denetleme
reappraisal
denetle
Check
denetle
audit

The accounts have been audited. - Hesaplar denetlenmektedir.

denetle
inspect

Sami's car was inspected by investigators. - Sami'nin arabası araştırmacılar tarafından denetlendi.

A serviceman inspected our furnace. - Bir servis elemanı bizim fırını denetledi.

denetleme
control, supervision
denetleme
inspection; audit
denetleme
inspection; supervision
denetleme
check

I've been doing some checking. - Ben bir denetleme yapıyorum.

denetleme
(Hukuk) supervision, surveillance, supervising
denetleme
checking

I've been doing some checking. - Ben bir denetleme yapıyorum.

denetleme
inspectorship
denetleme
auditing
denetleme
(Nükleer Bilimler) inspect
konsey tasarruflarının / işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetlemek
(Hukuk) to review the legality of acts of the Council
yeniden denetlemek
to recheck
التركية - التركية
Bir işin doğru ve yönetime uygun olarak yapılıp yapılmadığını incelemek, murakabe etmek, teftiş etmek, kontrol etmek
kontrol etmek
murakabe etmek
Denetleme
(Hukuk) MURAKABE
denetleme
Denetlemek işi, murakabe, kontrol
denetlemek
المفضلات