A more experienced lawyer would have dealt with the case in a different way.
- Daha deneyimli bir avukat, dava ile farklı bir şekilde ilgilenirdi.
There is an urgent need for experienced pilots.
- Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
When I was young, I tried to read as many books as I could.
- Gençken, okuyabildiğim kadar fazla kitap okumayı denedim.
I tried many things but failed after all.
- Ben çok şey denedim fakat yine de başarısız oldum.
Tom said he was going to try out for his school soccer team.
- Tom okul futbol takımı için deneyeceğini söyledi.
He couldn't wait to try out his new surfboard.
- Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.
It's no use trying anything.
- Bir şey denemenin faydası yok.
It is no use trying again.
- Tekrar denemenin faydası yok.
Linux is a free operating system; you should try it.
- Linux ücretsiz bir işletim sistemidir, denemelisiniz.
Older people are often afraid of trying new things.
- Yaşlı insanlar sık sık yeni şeyleri denemekten korkarlar.
Canada is a good place to go if it's your first experience living abroad.
- Eğer yurt dışında ilk yaşama deneyiminse, Kanada gidilecek iyi bir yerdir.
According to my experience, it takes one year to master French grammar.
- Benim deneyimlerime göre, Fransızca dil bilgisini öğrenmek bir yıl alır.
Sami tried a few samples, but he didn't buy.
- Sami birkaç örnek denedi ama satın almadı.