Some boys play tennis and others play soccer.
- Bazı delikanlılar tenis oynar diğerleri futbol.
This is the boy who found your watch.
- Bu, saatini bulan delikanlı.
He's a fine young lad.
- O iyi genç bir delikanlı.
Her boyfriend's a nice lad.
- Onun erkek arkadaşı hoş bir delikanlı.
The teenager is showing off his new car.
- Delikanlı yeni arabasını gösteriyor.
Tom was a very good skier when he was a teenager.
- Tom bir delikanlı iken çok iyi bir kayakçıydı.
I began to sing when I was a youngster.
- Delikanlı iken şarkı söylemeye başladım.
When Tom was a teenager, he earned money delivering newspapers.
- Tom bir delikanlı iken gazeteler dağıtarak para kazandı.
Tom isn't a teenager anymore.
- Tom artık bir delikanlı değil.