I exchanged seats with her.
- Onunla koltukları değiştirdim.
Sally exchanged a twenty-dollar bill for five-dollar bills.
- Sally, yirmi-dolarlık bir banknotu beş dolarlık banknotlarla değiştirdi.
Please replace the empty ink cartridge in the printer.
- Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.
Replace the old tires with new ones.
- Eski tekerlekleri yenisiyle değiştir.
She had to alter her dress by herself.
- Elbisesini tek başına değiştirmek zorunda kaldı.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.
GloFish are genetically modified aquarium fish.
- GloFish genetik olarak değiştirilmiş akvaryum balığıdır.
Do you think it's dangerous to eat genetically modified food?
- Genetiği değiştirilmiş gıda yemenin tehlikeli olduğunu düşünüyor musunuz?
You'll have to modify the height of the table to make it fit.
- Onu uygun hale getirmek için tablonun yüksekliğini değiştirmek zorunda kalacaksın.
Some people want to amend the constitution.
- Bazı insanlar anayasayı değiştirmek istiyorlar.
The Bill of Rights amended the U.S. Constitution.
- İnsan hakları beyannamesi ABD Anayasasını değiştirdi.
If it had not been for his wife, he would not have changed his job.
- Karısı olmasaydı , o işini değiştirmezdi.
Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century.
- Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti.
This book will transform your life.
- Bu kitap yaşamınızı değiştirecek.
She altered her plans.
- O, planlarını değiştirdi.
Tom altered his plans.
- Tom planlarını değiştirdi.
These two parts are interchangeable.
- Bu iki parça değiştirilebilir.
Women are interchangeable instruments for a constantly identical pleasure.
- Kadınlar sürekli aynı zevk için değiştirilebilir enstrümanlardır.
Mary and I, who are twins, used to amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone.
- İkiz olan Mary ve ben kimliklerimizi değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.
Mary and I, who are twins, would amuse ourselves by exchanging identities and fooling everyone.
- İkiz olan Mary ve ben kimlikleri değiştirerek ve herkesi kandırarak kendimizi eğlendirirdik.
Tom and Mary switched places.
- Tom ve Mary yer değiştirdiler.
Do you want to switch seats?
- Koltukları değiştirmek ister misiniz?
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That'll change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
He was bartering information.
- Bilgi değiş tokuş ediyordu.
Tom wishes he could swap places with Mary.
- Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
There are varying explanations.
- Değişik açıklamalar var.
Tastes in music vary from person to person.
- Müzikte zevkler kişiden kişiye değişir.
Opinions vary from person to person.
- koşullardan insandan insana değişir.
In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest.
- Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.
Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest.
- 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.
Because the distance between the Sun and Mars varies, temperatures range from -125 degrees Celsius in the Martian winter to 22 degrees Celsius in the Martian summer.
- Güneş ve Mars arasındaki mesafe değiştiği için, sıcaklıklar Mars kışında -125 santigrat derece ile Mars yazında 22 santigrat derece arasında değişir.
In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
- Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Tom is in the garage changing his oil.
- Tom garajda yağını değiştiriyor.
If you request a further discount, we suggest changing the terms of payment.
- Daha fazla bir indirim talep ederseniz, ödeme koşullarını değiştirmeyi öneririz.
I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
- Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
He's proposing a suggestion for altering the research method.
- O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
If the address changes, please contact us.
- Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.