Çocuk olduğu için, o cesurdu.
- Child as he was, he was brave.
Onlar onu güçlü bir erkeğin cesur hareketi olarak gördüler.
- They saw it as the brave act of a strong man.
Tom cesur ve yiğittir.
- Tom is brave and courageous.
Eski insanlar kahramanlık hikayelerini anlatmaktan hoşlanmışlar.
- Ancient people liked to tell stories of bravery.
Kahramanlık büyük bir erdemdir.
- Bravery is a great virtue.