Araçla Boston'a gitmek ve cinayeti işlemek için yeterli zamanın vardı.
- You had just enough time to drive to Boston and commit the murder.
Leyla cinayet işlemek için komplo kurmakla suçlanıyordu.
- Layla was charged with conspiracy to commit murder.
Onlar John'ı komite başkanı yaptı.
- They made John chairman of the committee.
Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
- Many atrocities were committed during the war.
Arkadaşım işlemediği bir suç için sorumluluk üstlenmeyi bitirdi.
- My friend ended up taking the rap for a crime he didn't commit.