Lütfen sınıfta koşmayın.
- Please don't run in the classroom.
Odanın etrafında koşma.
- Don't run around in the room.
Tom benzini biten arabasını terk etti ve yürümeye başladı.
- Tom abandoned his car that had run out of gasoline and started walking.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Bunu karaborsadan mı aldın?
- Did you buy it on the black market?
O, karaborsadan tütün satın alır.
- He buys the tobacco at the black market.
Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.
- Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.
Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymak istiyor.
- Tom wants to run for class president.
O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor.
- He wants to run for President.