değillerdi

listen to the pronunciation of değillerdi
التركية - الإنجليزية

تعريف değillerdi في التركية الإنجليزية القاموس.

değil
not

Hope is not a strategy. - Ummak bir strateji değildir.

John is not as old as Bill; he is much younger. - John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.

değil
no
değil
ain't

Two out of three ain't bad. - Üçünde ikisi kötü değil.

If it ain't broke, don't fix it. - Bozuk değilse tamir etme.

değil
un-
değil
aint
değil
isn
değil
not in
değil
nto
değil
am not

To tell the truth, I am not your father. - Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.

I am not tired. Neither am I. - Yorgun değilim. Ben de.

değil
a let alone: Süt değil a, su bile yok. - There is no water, let alone milk
değil
No, ...: "Ev güzel miydi?" "Değil." "Was the house beautiful?" "No, it wasn't." "Burada mı?" "Değil." "Is he here?" "No, he isn't."
değil
not a

Hope is not a strategy. - Ummak bir strateji değildir.

YouTube is not a good website. - YouTube iyi bir web sitesi değildir.

değil
un
değil
(initially or in anticipation of a verb) not only, let alone: Değil laleler, leylaklar bile açtı. Not only the tulips but even the lilacs have bloomed
değil
not: Mutlu değil. She is not happy
التركية - التركية

تعريف değillerdi في التركية التركية القاموس.

değil
Cümle içinde art arda kullanılan iki veya daha çok özneyi, tümleci, yüklemi, aralarından bazılarına olumsuzluk kavramı vererek birbirine bağlayan veya yüklemin olumsuz çekimini sağlayan kelime: "Bu direniş çetin değil, haşin değil, yürek burkucuydu."- T. Buğra
değillerdi
المفضلات