I'm not a sentence. I should be deleted from Tatoeba.
- Ben bir cümle değilim.Tatoeba'dan silinmiş olmam gerekir.
I didn't take that bus, so I'm not at home right now.
- Otobüse binmedim,bu yüzden şimdi evde değilim.
This ship is not fit for an ocean voyage.
- Bu gemi okyanus yolculuğu için uygun değil.
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
It ain't like before, you know.
- O eskisi gibi değil, biliyorsun.
I ain't worried about what he might say.
- Onun söyleyebileceği şey hakkında endişeli değilim.
To tell the truth, I am not your father.
- Doğruyu söylemek gerekirse, ben senin baban değilim.
I am not gay, but my boyfriend is.
- Ben eşcinsel değilim, ama benim erkek arkadaşım eşcinsel.
John is not as old as Bill; he is much younger.
- John Bill kadar yaşlı değil; çok daha genç.
Life is not an exact science, it is an art.
- Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
I know you think you understood what you thought I said, but I'm not sure you realized that what you heard is not what I meant.
- Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.
Tom might have visited Mary in Boston last week. I'm not sure.
- Tom geçen hafta Boston'da Mary'yi ziyaret etmiş olabilir. Emin değilim.