Maybe we should switch jobs.
- Belki biz meslekleri değiştirmeliyiz.
Why do you want to switch jobs?
- Neden işleri değiştirmek istiyorsun?
He was bartering information.
- Bilgi değiş tokuş ediyordu.
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
Tom wishes he could swap places with Mary.
- Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.
My grandmother never changed her style of living.
- Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi.
Tom hasn't changed his mind.
- Tom fikrini değiştirmedi.
I must replace that fluorescent lamp.
- Floresan lambayı değiştirmeliyim.
Are you already thinking of a replacement for Tom?
- Tom için zaten bir yer değiştirme düşünüyor musunuz?
There are varying explanations.
- Değişik açıklamalar var.
Social customs vary from country to country.
- Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.
Tastes in music vary from person to person.
- Müzikte zevkler kişiden kişiye değişir.
Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest.
- 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.
In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest.
- Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.
Prices range from one to five dollars.
- Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.
In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius.
- Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That will change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
Tom's favorite singer is always changing.
- Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.
He's always changing his mind.
- O her zaman fikrini değiştiriyor.
I'm tired of altering my plans every time you change your mind.
- Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.
He's proposing a suggestion for altering the research method.
- O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.
Do you want to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misiniz?
Would you like to swap jobs?
- İşleri değiştirmek ister misin?
That won't change anything.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
That'll change nothing.
- O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.
She's considering changing her life.
- Hayatını değiştirmeyi düşünüyor.
She is very good at changing the subject.
- O, konuyu değiştirmede çok iyidir.
If the address changes, please contact us.
- Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.
Why do you want to change shifts?
- Neden vardiyaları değiştirmek istiyorsun?
In order to keep our feet warm we had to shift from one foot to another and keep moving.
- Ayaklarımızı sıcak tutmak için ayaklarımızı yer değiştirmek ve hareket ettirmeye devam etmek zorunda kaldık.
Are you already thinking of a replacement for Tom?
- Tom için zaten bir yer değiştirme düşünüyor musunuz?
If it's possible, I'd like to exchange this for a larger size.
- Eğer mümkünse, bunu daha büyük bir bedenle değiştirmek istiyorum.
Would you like to exchange links?
- Bağlantıları değiştirmek ister misin?
Tom tried to disguise his voice.
- Tom sesini değiştirmeye çalıştı.
Anti-intellectualism is often couched in the disguise of criticizing elitism.
- Entelektüel karşıtlık, çoğunlukla elitizm'i eleştirmenin kılık değiştirmesiyle ifade edilir.
Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
I have to change the battery of my transistor radio.
- Transistörlü radyomun pilini değiştirmek zorundayım.