İyi günler, nasılsın?
- Good day, how are you?
Ve onu üç günde tekrar kaldıracağım.
- And I will raise it again in three days.
Gündüzler gittikçe daha çok ısınıyor.
- The days are getting warmer and warmer.
Tom bu ay gündüz vardiyasında.
- Tom is on the day shift this month.
Geçen gün ondan bir çağrı aldım.
- The other day, I got a call from her.
Bu çağda elektriksiz bir hayat düşünülemez.
- In this day and age, life without electricity is unimaginable.
Tüm gün şiddetli yağmur yağdı, bu zaman zarfında evde kaldım.
- It rained heavily all day, during which time I stayed indoors.
Zamana ayak uydurabileyim diye her gün gazete okurum.
- I read a newspaper every day so that I may keep up with the time.
Tom'u kreşte indirdim.
- I dropped Tom off at daycare.
Gidip çocuğumu kreşten alacağım.
- I will go and pick up my child from daycare.
Odalar, ayrılış gününde saat on bire kadar boş bırakılmalıydı.
- Rooms should be left vacant by eleven a.m. on the day of departure.
Tom yetmişinci doğum gününden sadece bir gün sonra öldü.
- Tom died just one day after his seventieth birthday.
Bu bir günlük gazetedir.
- This is a daily newspaper.
Monoton günlük yaşantısı yüzünden bunalmış gibi görünüyor.
- He seems to be oppressed by his monotonous daily life.
Gece gündüz piyano çalışıyor.
- She's practicing the piano day and night.
Onlar gece gündüz çok çalıştılar.
- They worked hard day and night.
Tom günlük bakımda Mary'yi düşürdü.
- Tom dropped Mary at day care.
Tom günlük bakımda kızını aldı.
- Tom picked up his daughter at day care.
Bir günlük izin alabilir miyim?
- Do you mind if I take a day off?
Bir günlük izin alabilir miyim?
- Can I take a day off?
Tom'un ruh hali günden güne gözle görülür bir biçimde değişiyor.
- Tom's mood changes markedly from day to day.
Altının fiyatı günden güne değişiyor.
- The price of gold varies from day to day.
Yarın onun izin günü.
- Tomorrow is her day off.
Yarın benim izin günüm.
- Tomorrow's my day off.
Sürekli yağmur yağdı.
- It rained day after day.
Ken günden güne yüzmeye gider.
- Ken goes swimming day after day.
Ben günden güne çok fazla İngilizce çalıştım.
- I studied English very hard day after day.
Bacaklarım günden güne daha da iyileşiyor.
- My legs are getting better day by day.
Hava günden güne ılıyor.
- It is getting warmer day by day.
O her gün Minecraft oynar.
- He plays Minecraft day in, day out.
Tom her gün aynı yemeği yer.
- Tom eats the same food day in and day out.
Tom bu ay gündüz vardiyasında.
- Tom is on the day shift this month.
Hayatın günlük rutininden usandım.
- I am tired of the day-to-day routine of life.
Burası benim ilk günlerimi yaşadığım evdir.
- This is the house where I lived in my early days.
Bana geçmiş günlerimi hatırlatmaksızın bu kitabı hiç okumadım.
- I never read this book without being reminded of my old days.
Günlük olarak iç çamaşırı değiştirin.
- Change underwear daily.
Günlük olarak egzersiz yapmak son derece önemlidir.
- It is extremely important to exercise daily.
Trafik kazaları her gün olur.
- Traffic accidents happen daily.
Hasta her gün iyileşiyordu.
- The patient was recovering daily.
Hikaye tüm günlük gazetelerdeydi.
- The story was in all daily newspapers.
Bu bir günlük gazetedir.
- This is a daily newspaper.
Haziranda her gün yağmur yağar.
- In June, it rains day after day.
Her gün onun üzerinde çalıştım.
- I worked on it day after day.
Onlar üst üste her gün çalıştılar.
- They labored day after day.
Bu, yaşamımın en iyi günlerinden biriydi.
- This was one of the best days of my life.
Doktor hastanın yaşamak için sadece birkaç günü olduğunu vurguladı.
- The doctor emphasized that the patient only had a few days to live.
The Sandcrawler scene in Star Wars Episode IV: A New Hope was shot day for night.
Even if you like peanut butter sandwiches, eating the same sandwiches day in, day out will get old.
Tuesday is my day off.
I've been with this project since day one.
A visit to the Science Museum in London will be a day out to remember.
The day-after recall test is one of the original forms of advertising research but few people still use it because the data and analysis is limited.
People come here to escape the day-to-day.
The cost of gasoline is determined day-to-day.
One has to deal with the day-to-day chores.
He has an ankle sprain and his status is day-to-day.
I would like to know about the day-to-day workings of the business.
She works days at the garage.
I am your father's spirit, doomed for a certain time to walk the night, and during the day I am confined to burn in fires, until the evil crimes I had done in my life are burnt and purged away.
- I am thy father’s spirit; doom’d for a certain term to walk the night, and, for the day, confin’d to waste in fires till the foul crimes done in my days of nature are burnt and purg’d away.
It was a year ago to the day that I first met him.
I speak English every day.
- I speak English daily.
I am your father's spirit, doomed for a certain time to walk the night, and during the day I am confined to burn in fires, until the evil crimes I had done in my life are burnt and purged away.
- I am thy father’s spirit; doom’d for a certain term to walk the night, and, for the day, confin’d to waste in fires till the foul crimes done in my days of nature are burnt and purg’d away.
... Yes, I actually vocally rehearse every single day. ...
... That's 17 billion messages a day. ...