We had some uninvited guests last night.
- Dün gece bazı davetsiz misafirlerimiz vardı.
Tom came to our house uninvited.
- Tom evimize davetsiz geldi.
Happiness is always unexpected.
- Her zaman davetsiz gelir mutluluk.
We don't like unexpected guests.
- Davetsiz misafirleri sevmiyoruz.
I accepted her invitation.
- Onun davetini kabul ettim.
President Lincoln accepted the invitation.
- Başkan Lincoln daveti kabul etti.
I didn't want to intrude.
- Ben davetsiz gelmek istemedim.
Each member was called upon.
- Her üye davet edildi.
You should've called her.
- Onu davet etmeliydin.
I go to any party I am invited to.
- Davet edildiğim herhangi bir partiye giderim.
I asked twenty people to my party but not all of them came.
- Yirmi kişiyi partime davet ettim fakat onların hepsi gelmedi.
I challenged Tom to a race.
- Tom'u bir yarışa davet ettim.
It's going to be a big challenge.
- Bu büyük bir davet olacak.
The corporation invited bids for the construction project.
- yolsuzluk, inşaat-yapı projesi için fiyat teklifine davet etti