davet edilmiş

listen to the pronunciation of davet edilmiş
التركية - الإنجليزية
invited
{s} asked to be present, having received an invitation
done by invitation freely permitted or invited; "invited guests
freely permitted or invited; "invited guests"
Past tense and past participle of to invite
done by invitation
davet et
invite

I called you, on the one hand to invite you out to eat, and on the other to tell you my son is going to get married. - Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.

You ought to have invited him, but you didn't. - Onu davet etmeliydin fakat etmedin.

davet et
inviting

He will figure on inviting a lot of guests to the opening ceremony. - O, açılış törenine çok sayıda misafir davet etmeyi planlayacak.

Thank you very much for inviting me. - Beni davet ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

davet edilmiş
المفضلات