Tinder bir popüler online tanışma uygulaması.
- Tinder is a popular online dating application.
Düğün düzenleme sitesi ile tanışma sitesi arasında ne fark vardır?
- What's different between a wedding arrangement site and a dating site?
Hiç benim gibi biriyle flört etmeyi düşünür müsün?
- Would you ever consider dating someone like me?
Geriye dönüp baktığında, Tom her iki kız kardeşle aynı zamanda flört etmemesi gerektiğini anladı.
- In retrospect, Tom realized he shouldn't have been dating both sisters at the same time.
Sami çevrimiçi bir buluşma hizmeti aracılığıyla Leyla ile tanıştı.
- Sami met Layla through an online dating service.
Fadıl, Leyla'nın gizli buluşma hayatı hakkında bilgi edindi.
- Fadil found out about Layla's secret dating life.
Mary ve ben uzun zaman önce çıktık.
- Mary and I dated a long time ago.
Her zaman yaşlı kadınlarla flört ettim.
- I've always dated older women.
Jane randevusunda tüm bir çikolatalı kekin bittiğine inanamadı.
- Jane could not believe it when her date polished off an entire chocolate cake.
Tom'un Mary ile dün gece bir randevusu vardı.
- Tom had a date with Mary last night.
Önceden belirlenen doğum tarihinin akşamında suyum kesildi..
- My water broke on the evening of the predicted birth date.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
Mary John'la buluşmak için çıksa, Tom kesinlikle memnun olmaz.
- Tom certainly wouldn't be pleased if Mary went out on a date with John.
Tom'un Mary ile bir öğle yemeği buluşması var.
- Tom has a lunch date with Mary.
Onunla flört ediyor musun?
- Do you ever date her?
Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.
- Tom discovered that Mary had dated his best friend.
Dan, Linda ile buluşmak bile istemiyordu.
- Dan didn't even want to date Linda.
Yakında buluşmak için bir randevu verdik.
- We made a date to meet soon.
Tom Mary'nin onun en iyi arkadaşıyla flört ettiğini keşfetti.
- Tom discovered that Mary had dated his best friend.
Bugün erkek arkadaşımla çıkıyorum, bu yüzden bu sabahtan beri çok iyi bir ruh hali içindeyim.
- I'm going on a date with my boyfriend today, so I've been in a very good mood since this morning.
Hurmayı bademle beraber yemeyi severim.
- I like to eat a date with almonds.
Hangisini tercih edersin, kuru üzüm, kuru erik veya hurma mı?
- Which do you prefer, raisins, prunes or dates?
Sami, Leyla'yla flört etmek istiyordu.
- Sami wanted to date Layla.
Bu makine şimdi çağ dışıdır.
- This machine is now out of date.
Onun fikirleri çağdaş.
- His ideas are up to date.
Ben tarihi yarın geceye değiştirmek istiyorum.
- I'd like to change the date to tomorrow night.
Bu sayfanın son güncellenme tarihi: 2010.11.03
- Date of last revision of this page: 2010-11-03
Bu gelenek Edo döneminden kalma.
- This custom dates from the Edo period.
Bu ayakkabıların modası geçmiş.
- Those shoes are out of date.
Bu arabanın modası geçmiş.
- This car is out of date.
Tom'un sevgililer günü için bir randevusu vardı.
- Tom had a date for Valentine's Day.
Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
- Your opinion seems to be out of date.
Tom'la çıkmak istiyor musun?
- Do you want to go out on a date with Tom?
Herhangi biriniz arkadaşlarımdan biriyle çıkmakla ilgilenir misiniz?
- Would either of you be interested in going on a blind date with one of my friends?
It was a couple of years before he even started dating again.
The Batavian republic dates from the successes of the French arms. - E. Everett.
the date for pleading.
And to have children wise and valorous.
Jessica Simpson reportedly went on a drinking binge after discovering ex- boyfriend John Mayer is dating Jennifer Aniston.
This show hasn't dated well.
... She started dating this new guy. ...