Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.
- Dima slept with 25 men in one night and then killed them.
Karanlık ve fırtınalı bir geceydi.
- It was a dark and stormy night.
Aysız gece karanlıktı.
- It was a dark, moonless night.
Tom dün akşam akşam yemeği yemedi.
- Tom didn't have dinner last night.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- He worked from morning till night.
Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
- Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
O, gece vakti yalnız dışarıya çıkmaması için onu uyardı.
- She warned him not to go out at night alone.