darbeler

listen to the pronunciation of darbeler
التركية - الإنجليزية
coups
darbe
strike

A blow with a word strikes deeper than a blow with a sword. - Bir kelime ile gelen bir darbe, bir kılıçla gelenbir darbeden daha derin vurur.

darbe
dash
darbe
beat
darbe
{i} blow

He struck me a heavy blow in the face. - O, yüzüme ağır bir darbe indirdi.

Tom received a heavy blow on the head. - Tom kafasından ağır bir darbe aldı.

darbe
impact

Brace yourselves for impact. - Darbe için kendinizi güçlendirin.

darbe
hack
darbe
coup

The Turkish coup d'état occurred on September 12, 1980. - Türk darbesi 12 Eylül 1980'de meydana geldi.

The coup attempt was foiled at the last moment. - Darbe girişimi son anda engellendi.

darbe
{i} pound
darbe
(Hukuk) coup d'etat

Coup d'états can threaten the politics. - Darbeler siyaseti tehdit edebilir.

The Turkish coup d'état occurred on September 12, 1980. - Türk darbesi 12 Eylül 1980'de meydana geldi.

darbe
knock

I'd send my kid out on his own for a while if I were you. A few hard knocks at this point might do him some good. - Yerinde olsam çocuğumu bir süre için kendi başına dışarı gönderirdim. Bu noktada birkaç sert darbe ona iyi gelebilir.

The closure of the factory will have significant knock-on effects for the town's economy. - Fabrikanın kapanması, şehrin ekonomisine önemli ölçüde darbe etkisi yapacak.

darbe
{i} bash
darbe
(Bilgisayar) pulse rise time
darbe
impulse
darbe
stripe
darbe
dunt
darbe
blast
darbe
percussion
darbe
(Bilgisayar) pulse modulation
darbe
(Bilgisayar) pulse width modulation
darbe
(Kimya) bumping
darbe
hit
darbe
(Bilgisayar) pulse code modulation
darbe
(Bilgisayar) pulse triggering
darbe
(Politika, Siyaset) coup d’état
darbe
brunt
darbe
shock

This watch is shock-proof. - Bu saat darbeye dayanıklı.

darbe
chop
darbe
crack
darbe
bop
darbe
{i} bang
darbe
coups
darbe
pulse
darbe
by blow
darbe
coup d' etat
darbe
a coup
darbe
the impact
Darbe
(Askeri) shock action
darbe
blow, stroke, clout; shock
darbe
ictus
darbe
finisher
darbe
bump
darbe
thwack
darbe
cut

The famous Gordian Knot was cut with a sword blow. - Ünlü kördüğüm bir kılıç darbesi ile kesildi.

darbe
putsch
darbe
kayo
darbe
clip
darbe
smasher
darbe
coup de main
darbe
crusher
darbe
stroke

The lion put an end to his prey with one stroke. - Aslan bir darbede avını sona erdirdi.

darbe
clout
darbe
concussion
darbe
whammy
darbe
whack
darbe
biff
darbe
facer
darbe
jolt
darbe
blow, stroke
darbe
bat
darbe
(Sosyoloji, Toplumbilim) coup d’état
التركية - التركية

تعريف darbeler في التركية التركية القاموس.

darbe
Bir devletin siyasi, sosyal ve iktisadi yapısını veya yönetim düzenini değiştirmek amacıyla hukuk kurallarına Anayasa ve kanunlara uymaksızın, fiili güç kullanarak yönetime el koyma veya Anayasa ve yasalardaki müeyyide boşluklarından istifade ederek yetki gaspı ile karar verme, kural koyma eylemlerinin bütünü
DARBE
(Osmanlı Dönemi) Musibet, belâ, âfet, felâket
DARBE
(Osmanlı Dönemi) (C.: Darabât) Vuruş, vurma, çarpma
darbe
Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay
darbe
Vuruş, çarpış
darbe
Vuruş, çarpış: "Başına şiddetli bir darbe indirerek hayvanı sersemletti."- O. C. Kaygılı
darbe
Birini kötü duruma düşüren, sarsan olay: "Bu, nereden ve kimden geldiği belli olmayan darbe son kalkınma ümitlerini de silip süpürmüştü."- E. E. Talu
darbe
Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirme veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi devirme işi: "Partisinin hükûmet darbesi yapacağına dair haber aldığını söylediğini, açık açık belirtmişti."- Ç. Altan
darbe
Bir ülkede baskı kurarak, zor kullanarak veya demokratik yollardan yararlanarak hükûmeti istifa ettirmek veya rejimi değiştirecek biçimde yönetimi, devirmek işi
darbeler
المفضلات