darılma

listen to the pronunciation of darılma
التركية - الإنجليزية
miff
offense

No offense, Tom, but you're not ready for this. - Darılmak yok, Tom ama sen bunun için hazır değilsin.

{i} pique
{i} tiff
to get angry
darılmak
offended
darılmak
offense

No offense, Tom, but you're not ready for this. - Darılmak yok, Tom ama sen bunun için hazır değilsin.

darılmak
tiff
darılmak
pique
darılmak
reprove
darılmak
scold
darılmak
offence
darılmak
angry
darılmak
to be angry
darılmak
to get put out with, get cross with, become annoyed with
darılmak
to get angry at, get mad at
darılmak
be in a huff
darılmak
to scold
darılmak
pout
darılmak
get angry to
darılmak
cross
darılmak
take offense
darılmak
be vexed with smb
darılmak
to be cross, to be angry, to be offended, to take offence (at); to scold, to reprove
darılmak
flip
التركية - التركية
Darılmak işi
Darılmak
(Osmanlı Dönemi) TA'NİF
Darılmak
(Osmanlı Dönemi) TEZNİE
Darılmak
küsmek
darılmak
Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek: "Sinirlenmek, darılmak, kin taşımak ne olduğunu bilmezdi."- Y. K. Karaosmanoğlu
darılmak
Azarlamak, paylamak
darılmak
Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, ilgiyi kesmek
darılmak
Hoşa gitmeyen bir tutum, davranış veya söz dolayısıyla gücenip görüşmez olmak, ilgiyi kesmek: "Kalenin üzerine top atmadılar bahanesiyle darılmadı mıydı?"- Ö. Seyfettin
darılmak
Gücenmek, kırılmak, alınmak, incinmek
darılma
المفضلات