Aoi iyi bir dansçıdır.
- Aoi is a good dancer.
Aoi çok iyi bir dansçıdır.
- Aoi is a very good dancer.
Leyla mükemmel bir dansözdü.
- Layla was a hell of a dancer.
O bir oryantal dansöz.
- She's a belly dancer.
Tom ve Mary akşam boyunca sadece birbirleri ile dans etmek istediler.
- Tom and Mary just wanted to dance with each other all evening.
Hiç kimse dans etmekten başka bir şey yapmadı.
- No one did anything but dance.
O bir oryantal dansöz.
- She's a belly dancer.
Jig, reel ve hornpipe en popüler İrlanda danslarıdır.
- Jig, reel and hornpipe are the most popular irish dances.
Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
- Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
Baloya gelmeme izin ver; Ben de dans etmek istiyorum.
- Let me come to the ball; I, too, would like to dance.
Tom lise balosunda Mary ve sadece diğer üç kız ile dans etti.
- Tom danced with Mary and only three other girls at the high school prom.
O bir oryantal dansöz.
- She's a belly dancer.
Dans etmeni izlemek eğlenceli.
- It's fun to watch you dance.
Tom Mary ile dans etmeliydi.
- Tom should've danced with Mary.
Tom ve Mary akşam boyunca sadece birbirleri ile dans etmek istediler.
- Tom and Mary just wanted to dance with each other all evening.
Hepimiz tükenene kadar saatlerce müzik eşliğinde dans ettik.
- We danced to the music for hours until we were all exhausted.
Ben güneşi sevmiyorum, yağmuru ve onun altında dans etmeyi seviyorum.
- I don't like the sun, I prefer the rain and dance under it.
O birçok halk oyunu biliyor.
- He knows many folk dances.
O bir dans müziği plağı aldı.
- She has bought a record of dance music.
His eyes danced with pleasure as he spoke.
I danced with her all night long.
Have you ever danced the tango?.
The oddest gandy-dancer on the railroads in Manitoba during the summer of 1926 was a 6-ft. 4-in. American medical student named Ben Spock.