dışarıya çıkarmak

listen to the pronunciation of dışarıya çıkarmak
التركية - الإنجليزية
take out
take away
dışarı çık
went out

Tom put his hat on and went outside. - Tom şapkasını giydi ve dışarı çıktı.

He neither spoke nor wept, but went out in silence. - O, ne konuştu nede ağladı, sessizce dışarı çıktı.

dışarı çık
gone out

You'll have to come back in a while: the man dealing with that business has just gone out. - Kısa bir süre içinde tekrar gelmek zorunda kalacaksın: o işle ilgilenen adam az önce dışarı çıktı.

He has gone out for a walk. - O bir yürüyüş için dışarı çıktı.

dışarı çık
walkout
dışarıya çıkarmak
المفضلات