düzelt

listen to the pronunciation of düzelt
التركية - الإنجليزية
{f} correct

By other's faults wise men correct their own. - Akıllı insanlar başkalarının hatalarıyla kendi hatalarını düzeltirler.

Shishir has been correcting a lot of sentences lately. - Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir.

(Bilgisayar) fix

How do I fix the volume? - Ben sesi nasıl düzeltebilirim?

Some bugs were fixed. - Bazı yanlışlar düzeltildi.

(Bilgisayar) fix it

Don't waste time trying to fix it. - Onu düzeltmeye çalışarak boşa zaman harcama.

Now that you know what the problem is, how long do you think it'll take to fix it? - Artık sorunun ne olduğunu bildiğinize göre onu düzeltmenin ne kadar zaman alacağını düşünüyorsunuz?

{f} rectified
{f} correcting

Thank you for correcting this mistake. - Bu hatayı düzelttiğiniz için teşekkür ederim.

He is busy correcting test papers. - Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul.

{f} plump
straighten

Tom straightened his tie. - Tom kravatını düzeltti.

Tom is likely to end up in prison if he doesn't straighten up. - Tom kendini düzeltmezse hapsi boylayacak.

{f} doctor
ameliorate
{f} recovered
emend
straighten out

I can't straighten out my back. - Sırtımı düzeltemiyorum.

It'll take about a week to straighten out my affairs. - İşlerimi düzeltmek yaklaşık bir hafta alacak.

{f} redress
amend

Your soil is in need of amending. - Sizin toprağınızın düzeltilmeye ihtiyacı var.

Thank you for amending that mistake. - Hatanı düzelttiğin için teşekkür ederim.

plump up
corrected

Men can only be corrected by showing them what they are. - İnsanlar sadece ne olduklarını göstererek düzeltilebilir.

Tom corrected all the errors. Now the report is perfect. - Tom bütün hataları düzeltti. Rapor şimdi mükemmel.

proofread

Tom did a good job proofreading Mary's rough draft. - Tom, Mary'nin taslağını düzelterek iyi bir iş yaptı.

He proofread my manuscript. - O benim yazımı düzeltti.

subedit
plumpup
prim
düzel
(Biyokimya) order

Have you been adopting sentences in order to correct them? - Onları düzeltmek için cümleleri benimsiyor musun?

Put your books in order. - Kitaplarınızı düzeltin.

metin düzelt
(Bilgisayar) text correction
hareketlerini düzelt
mend your ways