dürtme

listen to the pronunciation of dürtme
التركية - الإنجليزية
poke
shove
dig
prod
goading
jab
jog
nudging
jerk
shoving
stimulation
push
pick
{i} nudge

We have to nudge him to do the right thing. - Onun doğru şeyi yapması için hafifçe dürtmek zorundayız.

dürtmek
nudge

We have to nudge him to do the right thing. - Onun doğru şeyi yapması için hafifçe dürtmek zorundayız.

dürtmek
{f} poke
dürtmek
thrust
dürt
{f} poke

She poked her sister in the eye with a stick. - O bir sopayla kız kardeşinin gözüne dürttü.

Tom poked the ground with a stick. - Tom bir çubukla yeri dürttü.

dürtmek
jab
dürtmek
prod
dürtmek
prudent
dürtmek
jerk
dürtmek
stimulate
dürt
{f} jab
dürtmek
jog
dürt
prod
dürtmek
jolt
dürtmek
ginger
dürtmek
to incite, provoke, urge on, stir up, instigate
dürtmek
incite
dürtmek
ginger up
dürtmek
hustle
dürtmek
edge on
dürtmek
goad
dürtmek
spur
dürtmek
dig
dürtmek
shove
dürtmek
to prod, goad
dürtmek
to poke, to prod, to goad; to incite, to provoke, to stimulate
dürtmek
provoke
dürtmek
spur smb. on
hafifçe dürtme
nudge

We have to nudge him to do the right thing. - Onun doğru şeyi yapması için hafifçe dürtmek zorundayız.

öküz dürtme değneği
goad
التركية - التركية
Dürtmek işi
(Osmanlı Dönemi) HERT
Dürtmek
(Osmanlı Dönemi) NESG
Dürtmek
(Osmanlı Dönemi) LEHZ
Dürtmek
(Osmanlı Dönemi) MA'S
Dürtmek
parmaklamak
dürtmek
Değmek, dokunmak
dürtmek
Ucu sivri bir şeyle hafifçe itmek
dürtmek
İstenilen şeyi yaptırmak için birine kışkırtıcı söz söylemek, tahrik etmek
dürtmek
Uyarmak, ikaz etmek
dürtme
المفضلات