düşür

listen to the pronunciation of düşür
التركية - الإنجليزية
(Bilgisayar) drop

Tom dropped his pencil. - Tom kalemini düşürdü.

I almost dropped the plates. - Ben neredeyse tabakları düşürüyordum.

sent down
bring down

We must try to bring down costs. - Maliyetleri düşürmeye çalışmalıyız.

brought down

The good harvest brought down the price of rice. - İyi hasat pirinç fiyatını düşürdü.

The demand was brought down by increases in imports. - İthalattaki artışla talep aşağı düşürüldü.

let fall
{f} lower

Our negotiations to lower export taxes suffered a big setback. - İhracaat vergilerini düşürme müzakerelerimiz büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı..

The government lowered taxes for lower-income families. - Hükümet düşük gelirli aileler için vergileri düşürdü.

downgrade
plunk down
send down
bring#down
bringdown
unhorse
plunkdown
broughtdown
abort
sentdown
senddown